Sezgin Irmak’ın kaleme aldığı “Kara Kapan”, okuyucuya tehlikeler ile dolu bir labirentin içinden bakmayı gösteriyor. Etkileyici bir anlatım ile edebiyat dünyasına yeni bir soluk getiren Irmak, karamsar ve çaresiz kalan “biz”e ayna tutuyor. “Kara Kapan”, edebiyatımızın en başarılı ruhsal tansiyon çeşidinde yazılmış eserler ortasına girecek çeşitten. Irmak, okurunu nefes nefese peşinden koşturacak, başını karıştıracak savlı bir serüven ortaya koyuyor. Labirentte kaybolmayı sevenler için etkileyici bir fırsat.
KARA KAPAN
“Her türlü düşmanla savaşmaya hazırdım, ta ki kendimi karşımda bulana kadar!”
Roman, kanan’ın ailesini kaybetmesi ile başlıyor. O kendi hayatını, ailesinin intikamını almaya adıyor. Organlarını almak için insanları tıktıkları o kara kapana giriyor ve her şeyi altüst ediyor. Eser işte bu türlü çarpıcı bir sahne ile başlıyor. Kenan, içinde uyandığı bu kapana nasıl geldiğini düşünürken aslında orada yeni olmadığını keşfediyor. Konuttaki hesap çarşıya uymayınca Kenan çaresizlik içinde bir çıkış yolu aramaya başlıyor. Irmak, Paradokslar, takıntılar, formüller ve içinden çıkılmayan akıl almaz oyunlar ile dolu bu serüveni duru bir halde kaleme alıyor.
Tanıtım bülteninde şöyle bir açıklama da var:
“Tek başıma, içinde hür olduğumu zannettiğim zihnimde koftiden bir kolektif benlikle karşılaşıyor, birinci defa bu kadar karmaşık ve çıkılmaz bir labirent olduğunu keşfediyorum. Güya kusurların altından kalkamadığında hazırolda uyanmayı bekleyen bir tıp sentetik ikinci ben, tüm fikirlerimi kucaklayıp mikserliyor.”
Kitaptan birtakım alıntılar şöyle:
“Hiçbir gerçek, onu görmemeye çalışmaktan daha acı verici değildir.”
“Geriye kalan ömrümde bir mülteciyi oynuyorum. Çok garip. Parodiden öbür bir şey değil bu.”
“Böyle feryat içinde haykıran fakat yüzüne bakılmayan bir dilenci üzere, çaldığı enstrümanı duymazdan gelinen bir müzisyen üzere kendimi bu yeryüzüne ilişkin hissetmiyordum.”
“Sırlar paylaşıldığında artık geri dönüş yoktur.”
” Kendi topraklarında saklanan bir firariyim.”
“Güneşin kendisi için doğmadığını anlayanlar üzere köklerime tutunmayı bırakıp, çürümeye yüz tutuyorum işte.”
” Reçeteler mi? Hepsi çöp… Benim en büyük hastalığım geçmişim.”
“Kendi kıssamda tek bildiğim X ve Y olmadığımız!”
Sezgin Irmak
Kara Kapan
Portakal Yay.
S.: 224
Kitabı satın almak için tıklayınız: İdefix
*
Sonay Karaman
Instagram: