69 yaşındaki İsveçli ozan Bengtis Hansson, Aşık Veysel hayranı olduğunu ve vakit zaman ünlü ozanın kesimlerini İsveççeye çevirerek söylediğini anlattı.
“AŞIK VEYSEL DAHİL BİRÇOK OZANI ÖRNEK ALDIM”
Aşık Veysel’in çok özel bir ozan olduğunu belirten Hansson, “Onun vaktinde özel stüdyolar yoktu. Teknik bu kadar gelişmemişti. Doğal olarak saz çalıp söylüyordu, onu dinledikçe inanılmaz bir paha olduğunu anlıyorum. Neşet Ertaş çok özel bir ozan. Onun müzik tarzı biraz daha farklı. Hüzünlü türkülerin yanı sıra sevinçli türkü de çalıp söylüyor ve insanları oynatıyor.” halinde konuştu.
Hansson, Türkiye’den birçok ozanı severek dinlediğini, bunların başında Aşık Mahzuni Şerif, Arif Sağ ve Musa Eroğlu üzere isimlerin geldiğini lisana getirdi.
“SAZ ÇALARKEN RUHUMU DİNLİYORUM”
“Saz çalarken ruhumu dinliyorum, derin bir huzur buluyorum.” diyen Hansson, çeşitli müzik şenliklerinde saz çalıp türkü söylediğini, 10 kadar da bozlak usulünde eser yazdığını tabir etti.
Hansson, sazla bütünleştiğini ve derin bir huzur bulduğunu vurguladı.
GİTARDAN SAZA, BLUES’DAN TÜRKÜYE GEÇİŞ
Hansson, sazla tanışması ve bütünleşmesini anlatırken “Yıllar evvel radyoda bir Türk programını dinlerken saz sesi duydum. ‘İşte benim için özel olan ses bu’ dedim. O vakte kadar gitar ile Amerika’daki Afrika asıllı kölelerin tarlalarda çalışırken söyledikleri isyan ve hüzün müziği olan Blues çalıp söylüyordum. Sazı öğrenmem gerektiğini düşündüm. Stockholm’ün Husby semtinde yapılan bir şenlikte birinin saz çaldığını gördüm. Yanına yaklaşıp ‘Bu saz mı’ dedim. ‘Evet’ dedi. ‘Kolay öğrenilir mi’ diye sordum. Yüzüme baktı, başını salladı ve ‘Belki’ dedi. Tensta semtinde saz kursu veriliyormuş beni oraya davet etti ve böylelikle benim de saz ile ortak hayatım başlamış oldu. Saz kursunu Cengiz Tümer diye bir kişi veriyordu. Bir İsveçlinin saz öğrenecek olması onu epey şaşırtmıştı.” dedi.