Mesut Özil, futbol hayatıyla ilgili aldığı en değerli kararları anlattı.
İspanyol basınına konuşan yıldız futbolcunun kelamları şu biçimde:
“PEP YÜZÜNDEN BARÇA’YA GİTMEDİM”
“2010 Dünya Kupası’ndan sonra Real Madrid, Barcelona, Arsenal, Bayern Münih ve Manchester United beni istedi. Favorim Barcelona’ydı. Onlar kadar hoş futbol oynayan grup yoktu. Barcelona’ya imza atacağımı düşünüyordum. Lakin, Pep Guardiola’nın benden hoşlanmadığını öğrendim. Görüşmelerde onun olmaması beni şüphelendirdi. “Pep tatilde.” dediler. Mourinho ise çok ikna ediciydi. Çok yakındı ve çok kararlıydı. Yani, Pep Guardiola’nın tam aksisi. Bu nedenle Jose Mourinho ve Real Madrid’i tercih ettim.”
“Real Madrid’e imza atıktan sonra çok gergindim ancak çok da memnundum. Real Madrid, hayalini kurduğum kulüplerden biriydi. Zira, idolüm Zidane oynamıştı. Soyunma odasına girdiğimde etraf biraz sessizdi ve böylesine harika bir kulübün büyük oyuncuları gergindi. Zidane ile tanıştığımda daha da gergindim. Benim için mükemmel bir andı. Bu bir sır değil. Kalbim hala Real Madrid için çarpar. Orada oynadım ve o kadroda çok fazla dostum var.”
“KAZANDIĞIMDA ALMAN, KAYBETTİĞİMDE GÖÇMEN OLUYORDUM”
“Kazandığımda Alman, kaybettiğimde göçmen oluyordum. Son devirlerde yaşadıklarımı düşündüm ve canım yansa da Almanya için oynamaya devam edemeyeceğimi anladım. Zira, bana karşı ırkçılık yaptılar ve saygısızca davrandılar. Almanya formasını gururla giydim. Lakin, daha fazla giyemezdim. Almanya Futbol Federasyonu’ndan bir yetkili, Türk köklerim nedeniyle bana çok saygısızca davrandı. Beni politik propaganda yapmakla suçladı. ‘Yeter!’ dedim. Irkçılığı asla kabul edemem. İki kalbim var, biri Türk ve oburu Alman. Bu beşerler ise benim Alman da olduğumu kabul etmek istemediler.”