Hepimizin dünyaya bir geliş nedeni var. Vazgeçmeyen ruhumla ben de her vakit bunun arayışı için savaşıyorum. Ve dünyada gayret eden, arayışta olan, bulduğunu paylaşan insanlara da bayılıyorum. Neslican işte onlardan biri. Dün akşam öğrendik ki, artık yeryüzündeki vaktini, misyonunu tamamlayıp bir melek oldu. Ruhu şad olsun…
Onu birinci kere Ted konuşmasında hakkınca gördüm, duydum, anladım sanırım. “Bir ortama teşebbüste ‘Bacaksız geldiii!’ diye sesleniyordum ve beşerler şaşırıyordu.” derken bağlandım onun hayat gücüne. Sonra “Saçlarınızı, kilonuzu, uzunluğunuzu sevin. Benim için sol bacağınızı da sevin.” dediğinde bir çınlama daha yankılandı beynimde. Buydu işte, bu kadardı. Aslında her şey insan içindi ve hepimiz yaşarken birbirimize bir şeyler öğretecektik, yaşayacaktık ve gidecektik…
Hem ben bunu çok erken öğrenmiştim. Okuyanlarınız hatırlayacaktır; arkadaşım Emine’nin his yüklü omuzlarını anlatmıştım size. Ondan sonra güçlenen omuzlarımı, büyüyen kalbimi… Aslında tahminen de tüm bu başımıza gelenlerin sonunda kalbimizi büyütelim, beynimizi layıkıyla kullanalım diye yaşanıyor yaşananlar. Hepimiz bunu fark edip, kibrimize küssek ya artık…
Damla Karakuş
Instagram: