Chabouté, çizimleri ve sağlam kurgusu ile kendi farkını ortaya koyuyor. Hayal dünyasının benzersizliğini okuyucuya yarattığı yapıtları ile gösteriyor. O adeta psikanalistlere taş çıkaracak kadar yetenekli bir çizer ve yeteneğini bu kere bize yalnızlığımızı, tüm berbatlığı ile resmetmek için kullanıyor. Yapayalnız olmanın kekremsi tadını damağımızda bırakmaya da kararlı üzere…
YAPAYALNIZ
Chabouté, hayatın en derin sıkıntısını bize çizerek anlatıyor. Yalnızlık tahminen bir kaçış olabilir; fakat “Yapayalnız” olmak bir tercih değil. Bu grafik roman, hayatın gerçek acımasızlığını bir nahoş üzerinden anlatılıyor. Aslında berbattan kasıt, okuyucunun kendisi; ancak bunu kimse kendine yakıştıramaz. Kalabalıkların içinde olmak, her gün onlarca beşerle konuşmak sizin yalnızlığınızı ne kadar gideriyor? Gece uyumadan evvel “Yapayalnız”daki berbat üzere bir kenara çekiliyoruz. Tıpkı onun üzere anlaşılacağımız günü bekliyoruz. Chabouté, ruh halimizin panoramasını çiziyor bize. “Yapayalnız”, Üzerimizde sandığımızdan çok derin izleri olan büyük kırgınlıkların tercümanı oluyor.
Tanıtım bülteninde şöyle bir açıklama da var:
“Kimsenin uğramadığı bir deniz fenerinde, neredeyse hiçbir şey yapmadan yaşayan, nahoş olduğu düşünüldüğü için insan içine çıkarılmamış bir münzevi…
Adı “Yapayalnız”dan diğer ne olabilirdi ki?
Bir geçmiş vakit karanlığı bu, huzursuz edici bir yeknesaklık, içselleştirilmiş bir dışlanmışlık…”
Yapayalnız
Christophe Chabouté
İletişim Yay.
S.: 376
Kitabı satın almak için tıklayınız:
*
Sonay Karaman
Instagram: